saplanmak

saplanmak
-e
1) вонзи́ться, воткну́ться, вре́заться
2) засе́сть, застря́ть

dönüşte kara saplandık — при возвраще́нии мы застря́ли в снегу́

3) перен. застрева́ть, запада́ть (об идее и т. п.)

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "saplanmak" в других словарях:

  • saplanmak — e 1) Hızla batmak Ok bacağına saplandı. 2) Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık. Y. Z. Ortaç 3) mec. Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak Mistik olmayan felsefe görünüşünde de… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalbine saplanmak — yüreğine saplanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batağa saplanmak — içinden çıkılması güç bir durumda olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bıçak gibi saplanmak — sancı, ağrı birden ve güçlü olarak gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreğine saplanmak — aşırı derecede acı duymak, içine oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sançılmak — saplanmak, sanc ılmak; (asker, ordu) yenilmek. II, 231 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sapılmak — saplanmak, birisi giderken yan ına takılmak, katılmak II, 120 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • batak — is., ğı 1) Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. F. R. Atay 2) Kötü durum, içinden çıkılmaz iş Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bıçak — is., ğı 1) Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı. 2) Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Basımevi bıçağı. Birleşik Sözler bıçaksırtı bıçak sırtı çatal bıçak takımı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çakılmak — e 1) Çakma işine konu olmak Ceketini serginin tahtasına çakılmış çividen alır, omuzlarına bırakır. S. F. Abasıyanık 2) Hızla düşüp saplanmak Uçak dağa çakıldı. 3) nsz, argo Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»